Ordu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Hekimoğlu Efsanesi

Hekimoğlu Hikayesi

Hekimoğlu asıl adıyla Hekimoğlu İbrahim, uzun yıllar Fatsa, Ordu, Tokat, Niksar, Samsun dağlarında hüküm süren, halk arasında mertliği, yiğitliği ve yardımseverliğiyle şöhret yapan ve adına türkü yakılan bir Türk halk kahramanıdır.

Ordu çevresinde yaşayan Hekimoğlu, yoksul bir ailenin çocuğudur. Hatta yoksul bu genç adamın yoksul annesinden başka kimsesi yoktur. Hekioğlu, yakın çevresinde dürüstlüğü, akıllığı ve yiğitle nam salmıştır.  "Hekimoğlu" değirmen bekçiliği yaparak hayatını sürdüren yiğit, mert bir delikanlıdır. Bir gün, Sefer Ağa'nın kızı Narin'in değirmene gelmesiyle sevdaya tutulur. Ancak Narin, Kasım Beyle sözlüdür. Narin'le Hekimoğlu'nun konuşmasına şahitlik eden Kasım Beyin yakın arkadaşı Yusuf bu durumu Sefer Ağa ve Narin'in sözlüsü Kasım Bey'e bildirir. Hekimoğlu'nu ziyafet bahanesiyle bağ evine davet eden Kasım Bey, Hekimoğlu'nu öldürtmek ister. Kasım Bey, Hekimoğlu'nu öldürtemediği gibi en yakın arkadaşı Yusuf'un Hekimoğlu tarafından öldürüldüğüne tanık olur.

Hekimoğlu, olaydan sonra Kumru'daki yeğeni Alanlı Osman'ın yanına kaçar. Alanlı Osman, dayısıyla beraber belki de istemeden de olsa kendi sonunu hazırlamıştır. Artık Hekimoğlu ve yeğeni, Ordu, Tokat, Niksar'da ağaları ve Osmanlı zaptiyelerini peşine takıp dağ bayır kaçan av olmamak için direnen bir eşkıyadır.

Hekimoğlu´nun dağa çıkış nedenini ve biçimini bilen, duyan yöre köylüleri kendisine kucak açarlar. Onun mertliği, yiğitliği ve doğru sözlülüğü köylüleri daha da etkiler ve her açıdan kendisine yardım ederler. Yoksul köylülerle dostluk kurar, zenginlerden aldıklarıyla onlara yardım eder. Hekimoğlu, artık Gürcü beyinin korkulu düşü olmuştur. Bey Hekimoğlu’nu ihbar etmeleri için çeşitli yörelerde adamlar tutar. Fakat halk koruduğu için, Hekimoğlu´nu bir türlü ele geçiremezler.

Bey’in, iki amca oğlunu öldürmesi  haberini alan Hekimoğlu köye geri döner. İlk olarak muhtarın evine gider. Muhtar Hekimoğlu’nun tarafında görünmesine rağmen aslında beyin adamıdır ve onunla iş birliği içindedir. Muhtarın ihbarı üzerine Hekimoğlu’nun etrafı jandarma tarafından sarılır. Taraflar arasında büyük bir çatışma çıkar. Halk arasında olayın sonucuna ilişkin iki rivayet vardır. Bunlardan bir tanesi, Hekimoğlu çatışma sırasında ateş çemberini yarmayı başarsa da aldığı yaralar yüzünden fazla uzaklaşmadan vefat ettiği yönündedir. İkincisi ise atına atlaması, elini karın bölgesine koyarak aldığı yaralara bastırması ve Ordu’ya kadar gelerek burada öldüğüne ilişkindir.

Hekimoğlu ve yeğeninin ölümü üzerine bölge insanı yas tutar. Hikayesi dilden dile dolanan halk kahramanı Hekimoğlu, adına yazılan "Hekimoğlu" türküsü ile günümüze kadar ulaşır.


Hekimoğlu Türküsü

Hekimoğlu derler benim aslıma
Aynalı martin yaptırdım da narinim kendi nefsime
Konaklar yaptırdım döşetemedim.
Ünye de Fatsa bir oldu narinim baş edemedim

Konaklar yaptırdım mermer direkli
Hekimoğlu dedim de narinim aslan yürekli
Bahçe armut dibinde kaymak yedin mi
Hekimoğlu'nu görünce narinim budur dedin mi

Çiftlice Muhtarı puşttur pezevenk
Hekimoğlu geliyor narinim uçkur çözerek
Hekimoğlu derler bir ufak uşak
Bir omzundan bir omzuna narinim yüz arma fişek

Ünye Fatsa arası ordu da kuruldu
Hekimoğlu dedim de narinim o da vuruldu
Ocaklarda yanar odun kömürü
Çok canları yakıyor da narinim mavzer kurşunu

Tufekler_Muze.jpg