Halk Kültürü / Hayatın Dönüm Noktaları
a) Doğum: Yöremizde doğum olayı artık hastanelerde gerçekleştirilmektedir. Eskiden evlerde ebe yardımıyla yaptırılan doğumlar neredeyse bitmiştir. Doğumdan sonra 40 gün anneye iş yaptırılmaz. 40. gün çocuk ve annesi kırk uçurma adı verilen gezmeye gider. Yeni doğan bebek diş çıkarmaya başlayınca “diş buğdayı” denilen yemek hazırlanıp, komşulara ve akrabalara ikram edilir.
b) Sünnet: Yöremizde sünnet genellikle çocukları tek yaşlarında olduğu dönemlerde (1-3-5-7-9) yapılır. Sünnet kıyafetleri giydirilen çocuklar, sünnet olmadan önce arabayla konvoy eşliğinde gezdirilir. Evde sünnet yatağı hazırlanır. Sünnet olan çocuk için Kur’an okutulur ve konuklara ikramda bulunulur. Salonda yapılan sünnet düğünlerinde de eğlenceler yapılır.sünnet olan çocuğa çeşitli hediyeler alınır ve bahşiş olarak para yada altın takılır.
c) Evlenme : Gerek sahil gerekse ilçe ve beldelerimizim büyük bir kesiminde görücü usulü ile evlenme unutulmaya yüz tutan adetlerimiz arasındadır.
Erkek evinde veya şehir merkezinde salonlarda yapılan düğünlerden bir gece önde kız evinde yapılan kına gecesi gelenekselliğini sürdürmektedir.İlimizde kına gecelerinde bilhassa köylerde erkek evi kız evine kına, kız evi de erkek evine bohça adı altında çeşitli çeyiz eşyası ve hediye götürür. Kına gecelerinde kına yakma ve gelin ağlatma töreni yapılır. Gelin ağlatma esnasında yöresel türküler söylenir.
Düğün de düğün kahyası ve görevlendirilen bir başka kişi öncülüğünde davul, klarnet ve kemençe gibi çalgı takımı ile birlikte davetlilerin karşılanması, düğün evi baca ve saçaklarını hedef alan tüfek ve tabanca atışları, davetlilere başta keşkek olmak üzere yemek ikram edilmesi, mahalli oyunların oynanması, gelin almaya gidilmesi, gelin evinde karşılama, gelin evinde sandık ve kapı bahşişlerinin verilmesi, bahşiş almak için yol kesmeler, kurban kesme gibi bölümlerden oluşmaktadır.
d) Askerlik- Gurbetlik: İlimiz genelinde Askerlik çağı gelmiş gençler; akrabalarında bulunan büyüklerin ellerini öpmek ve vedalaşmak için ziyaretlerine giderler. Askere yolcu etme töreninde davul zurna eşliğinde oyunlar oynanır, uğurlama arkadaşlar ve akrabalar eşliğinde yapılır.
Halk Bilgisi
Halk Hekimliği: Halkımızın yıllardan beri duyduğu, gördüğü, tespit ettiği uzun incelemeler ve deneyimlerden sonra elde etmiş olumlu neticelere dayanılan veya öyle olduğuna inanılan Halk Hekimliğimiz; tıbbın bu kadar ilerlemesine rağmen bazı yörelerimizde zaman zaman halkımızca hala uygulanmaktadır.
Mesela: Boğaz Ağrısı: ısıtılan taflan yaprağı sarılır, ısıtılan tahta kaşık sürülür.
Grip: Kekik, ayva yaprağı, nane ve mısır püskülü kaynatılır. Çay gibi içilir.
Karın Ağrısı: un kavrulup sarılır.
Şeker Hastalığına: taflan yedirilir, taflan yaprağı kaynatılıp suyu içilir.
Halk Veterinerliği: İlimizde çok eski tarihlerden beri hayvancılık yapılmaktadır. Hayvancılığın geçim kaynağı olması nedeniyle Baytar'lık( Veterinerlik ) mesleği İlimizde yaygındır. Halkımız genellikle baytara ( hayvan doktoru) danışarak hayvanlarını tedavi etme yoluna gitmişlerdir.
Bayramlar, Törenler, Kutlamalar
a) Hıdrellez. 6 Mayıs Hıdrellez Kültür ve Bahar Bayramıdır. Halkımızın bu günle ilgili örf , adet, gelenek ve göreneklerini sergileyerek 7'den 70'e Hıdrellez kuşakdan kuşağa yaşatılagelmektedir.Aynı zamanda bolluk, bereket, dileklerin kabul edileceği, Hızır ile İlyas'ın buluştuğu gün olarak da inanılan Hıdrellezin toplumumuzdaki yeri çok büyüktür. Halkımız çeşme başlarına su ve deniz kenarlarına, koruluklara v.b. yerlere giderek çeşitli şekilde eylenirler.
b) Mayıs Yedisi. Her yıl Mayıs ayının yirmisinde kutlanan " Mayıs Yedisi" Hızır ile İlyas'ın birbirleriyle dalgaların kırıldıktan sonra deniz sularının karada temas ettiği noktada buluştuğu gün olarak bilinmektedir.Mayıs Yedisi de Hıdrellez bayramında olduğu gibi aynı inanç ve adetler etrafında toplanmaktadır. Ancak aralarında Miladi ve Hicri takvimlerden kaynaklanan gün farkı vardır. Bu günde, yedi dalgadan geçmenin son derece yararlı olduğuna, böylece o yılki hastalık ve bunalımlardan kurtulacağının inancı hakimdir.
c) 19 Eylül Atatürk'ün Ordu'ya Gelişi: Atatürk'ün Ordu'ya geliş tarihi olan 19 eylül her yıl çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.
d) 1 Temmuz Kabotaj Bayramı : İlimiz denize kıyısı olan bir konumda olması nedeniyle Deniz Bayramı olarak tören ve etkinliklerle kutlanmaktadır.
İnanışlar
İnanç ve gelenekler halkın ortak yönünü günümüze kadar getirmiştir. Bundan sonra de varlığını sürdüreceğe benzer. Yöremizdeki halk inanışlarından bazıları ;
- Makas elden ele verilmez, kavgayı çağrıştırır.
- Hıçkırmak, başka bir yerde anıldığınızın işaretidir.
- Ayvanın çok olması, kışın çok olacağına işarettir.
- Süpürgeye oturmak kızın çok olacağına delalettir.
- Yemek yerken elinden kaşık düşerse, aç misafir gelmesine delalettir.
- Eşik üzerine oturulmaz, ayak basılmaz, üstünde durulmaz, uğursuzluk sayılır.
-Bebeğin ayağının altı öpülürse çocuk büyüdüğü zaman ağaca çıkamaz.
Ölümle ilgili adet ve inanışlar
Ordu’nun tarih öncesi dönemlerine dair bulgular, yörede mevcut insan izlerinin Paleolitik Çağ’ın sonrasına denk geldiğini göstermektedir.
Bu nedenle yöre, kültürel açıdan zengin bir mirasa sahiptir. Bu mirasın önemli bir bölümünü halk inançları oluşturmaktadır. Her ne kadar halk inançları ve birtakım uygulamalar İslam’ın inanç çizelgesi bakımından şirk, hurafe veya bid’at olarak görülüyorsa da bu bir milletin kültürüne, yaşam tarzına, adet ve an‘anelerine dair önemli bilgilere vakıf olmak bakımından son derece önemli bir unsurdur. Bundan dolayı halk inanışı, Türk kültürünün geçmişi ile bugünü arasında önemli bir köprü görevi üstlenmiş durumdadır.
Ordu yöresinde mevcut doğum ve ölüm ile ilgili halk inanışları bu çalışmanın ana unsurunu oluşturmaktadır. Doğum ve ölüm ile ilgili Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde benzer inanışlara rastlamak mümkündür. Lakin bu çalışmada, doğum ve ölüm ile ilgili Ordu yöresine özgü birtakım inanışların da tespit edilip ortaya çıkartılmasına gayret edilmiştir. Mülakat yöntemi izlenerek gerçekleştirilen bu çalışma ile yörede mevcut halk inanışlarının karakteristik özellikleri tespit edilmeye çalışılmıştır.