Ordu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Maniler

Manilerimiz

Maniler içli, dokunaklı ve duygulu şiirlerdir. İnsanlarımızın başından geçenleri gönülleriyle buluşturup dörtlüklere dökmüşler, bunları eğlencelerinde söyleyerek nesilden nesile aktarmışlardır. 
                              

Oy bakacak bakacak

Yaprağını dökecek

Benim aklım kesmiyor

Yar beni bırakacak

 

Geç koyunun önüne

Buğdayları yemesin

Sevdüğünü almayan

Ben yaşıyam demesin

 

Ayın peşinde yıldız

Ne bakıyorsun baldız

Sen git de bacın gelsin

Evde kaldım yalnız

 

 

 

 

 

Güneş ibrik ılıtmaz

Yürek yari uturmaz

Karagölde kar yesem

Yüreğimi soğutmaz

 

Derede tuttum balık

Okkalıktır okkalıktır

Kız babanın evinde

Çekmedi mi sevdalık

 

Al üzüm üzümünen

Yar dargın biziminen

Yare ters mi bakmışım

Çıkası gözümünen

 

 

 

 

 

Kaleden aşıyorsun

Oldunmu taşıyorsun

Yaylaların içinde

Bensiz mi yaşıyorsun

 

Sevdalık ince maraz

Yürek ister can almaz

Sevda halinden bilen

Kızından para almaz

 

Şu dereler karanlık

Elli para bir onluk

Yaktı beni kül etti

İnce belli davunluk

 

 

 

 

 

Yağmur yağıyor yağmur

Yapraklardan damlıyor

Benim yarim çok cahil

El ne derse kanıyor

 

Yeni yolun hanları

Yazılıdır camları

Selam söylen o yare

Sıkılmasın canları

 

Yaylanın çimeninde

Kuzu kestim yediler

Çok dolandım peşinde

Nişanlıdır dediler

 

 

 

 

 

Denizin ortasında

Mum yanar sofrasında

Allah canımı alsın

İki yar ortasında

 

İn dereye dereye

Al daşları dereden

Bana sevdalık düştü

Al cebimden daşları

 

Derelerin uzunu

Kıramadım buzunu

Aldım eller kızını

Çekemedim nazını

 

 

 

 

 

Dereler aka aka

Dibinde kum kalmadı

O yare baka baka

Gözümde nur kalmadı

 

Koyuna bak koyuna

Çanlı tokalı gine

Aşmış yarim geliyor

Beyaz yakalı yine

 

Yayla çimeni benden

Ben kanamadım senden

Yer yağmurdan kanarsa

Ben de kanarım senden

 

 

 

 

 

Dereler akma ile

Ne olur bakma ile

Adam adamı yer mi

Bir gece yatma ile

 

Sevdalıyım sevdalı

Almayın ahımızı

Seni benden ayıran

Çeksin günahımızı

 

Kara koyun yayılır

Saçakları sayılır

Çıkma yarim kapıya

Seni gören bayılır

 

 

 

 

 

Koyunun kuzusuna

Taş değmiş arzusuna

Ne deyim de yanayım

Alnımın yazısına

 

Karadut kurutmadım

Ben yari unutmadım

Hatırın sayarım

Üstüne yar tutmadım

 

Başımda kara başlık

Türkü söyle kardaşlık

Güzel bacın var ise

Sana vereyim harçlık

 

 

 

 

 

Gidiyom deme bana

Hatırım kalır sana

Gideceğin yerlerden

Bi haber gönder bana

 

Entarisi ak yarim

Dön ardına bak yarim

Eller ne derse desin

Ben yari bırakmadım

 

Gece giderim gece

Çıralı yıldızınan

Başım belaya kaldı

Sevda bilmez kızınan

 

 

 

 

 

Karagöl’de kavurma

Daşlı diye savurma

Gitti yarim gurbete

Gelmez diye gayırma

 

Ağlama yar ağlama

Yaşın akıyor yaşın

Sanada sebep oldu

Bu benim garip başım

 

Karagölün ardından

Görülür kara kaya

En ikbalsiz evladın

Ben miydim ey baba

 

 

 

 

 

Başında çemberi

Ya bağla ya bağla

Söyle kimin yarisin

Oturup da ağlayım

 

Dağların karşısına

Taflanın turşusuna

Adam böyle yanar mı

Kapı bir komşusuna

 

Yola yoladım seni

Yollar yormasın seni

Anan tutsun kolundan

Bana yolasın seni

 

 

 

 

 

Akan dere durumu

İlimanı bulur mu

Gardaşım demeyinen

Yar gardaşım olur mu

 

Ata binesim geldi

Çayda inesim geldi

Ela gözlü o yari

Gine göresim geldi

 

Kırat kuyruk sallıyor

Yarim dengi bağlıyor

Kumalığa gidenler

Gözleri kan ağlıyor

 

 

 

 

 

Söyledigim türküler

Türkü değil uydurma

Al beni içeriye

Kapılarda buyurma

 

Söylediğim türküler

İyi miydi iyi mi

Senin o tatlı dilini

Bal yapıp da yiğim mi

 

Dertenin kenarında

Vurdum sarı yılanı

Orta boylu sevdüğüm

Gel dolanı dolanı