Tarihçe (Kısa)
Ordu, Boztepe’nin batıdan çevirdiği Kirazlimanı adlı koyun kenarında 18. yüzyılın sonlarına doğru kurulmuş yeni bir şehirdir. Antik dönemlerde bu yörede bulunan Kotyora şehri, içeriye doğru giden bir karayolunun başında yer alıyordu. Etrafındaki ufak koylar tabii birer liman ve barınak durumundaydı. Kuzeybatısında bugün Bozukkale denilen, iki tarafı derin koylarla çevrili küçük bir yarım ada mevcuttu. Sırtı Boztepe’ye dayalı küçük, fakat gemiciler için uygun bir siteydi. Bu haliyle bir Miletos iskân modeli oluşturuyordu. Miletoslular, Milâttan önce 670’lerden itibaren Karadeniz bölgesinde ticaret kolonileri kurmaya başlamışlardı. Kotyora bu kolonilerin ilklerinden biri olan Sinope (Sinop) tarafından tesis edilmişti. Buradan demir ve bakır madenleri ihraç ediliyordu.
Ksenofon 6500 askeriyle Trabzon’dan M.Ö. 400’lerin başında hâlâ korunaklı bir site olan Kotyora’ya gelmiştir. Ancak, şehre sokulmadıklarından dışarıda konaklamak zorunda kalmışlar; kırk beş gün sonra da ayrılmışlardır. Ksenofon’un ifadesine göre o dönemde bölgede, Khalybler, Mossynoikler ve Tibarenler denilen yerli halklar yaşamaktaydı.
Giresun’un bulunduğu yarımadada, Farnakia’yı kuran Pontus Kralı I. Farnakes (M.Ö.190-169) Kotyora halkını buraya nakletmişti. Strabon (ö.21’den sonra) Kotyoralılar’ın Farnakia’yı iskân ettiklerini yazar. Bu olaydan sonra dönemin kaynaklarında Kotyora’nın adı artık geçmez.
Ordu yöresi daha sonra Roma İmparatorluğu’nun, ardından Bizans’ın denetimine girdi (395). Bölge, IV. Haçlı Seferi sırasında İstanbul’un işgali (1204) sonrasında, Trabzon’da kurulan Rum Devleti’nin sınırları içinde kaldı. Nihayet 1270-1380 yılları arasında, çeşitli Türk grupları, özellikle Hacı Emîroğulları tarafından fethedildi. Karadeniz dağlarında yaylayan Türkler, sahile inen 70-80 km’lik dağlık ve sarp alanı, Harşit deresi, Aksu, Melet suyu, Bolaman deresi vb. vadilerden inerek ancak 120 yıllık bir süreç içinde fethettiler; bölgeye bütün varlıklarıyla yerleştiler ve kendi düzenlerini kurdular. Fetih sonrasında Milas (Mesudiye), Habsamana (Gölköy), Bolaman ve Vona gibi kaleler dışında yerli halktan kimse kalmadı. 1404’te Ordu’dan geçen Clavijo, Hacıemiroğullarının 10.000 askeri olduğunu yazar. 1427’de Osmanlılar, bu Türk Beyliği’ni ilhak ettiler ve bölgeyi “Vilâyet-i Canik-i Bayramlu maa İskefsirve Milas” diye adlandırdılar. Bu tarihte Vilayette 6651 Müslüman Türk ve 526 da Hristiyan Rum aile yaşıyordu. Fâtih döneminde hazırlanan 1455 tarihli Tahrir Defteri, bölgenin fetih sonrası oluşan sosyal ve kültürel yapısını yansıtmaktadır.
Vilâyet yirmi dört idarî birimden müteşekkildi. Bunlar, fetih esnasında askerî birlikler tarzında örgütlenen ve bölgeye yerleşen boy ve oymaklardan oluşuyordu. Ancak bu ilk Türk yerleşmesi sırasında antik Kotyora artık mevcut değildi. Bugünkü Ordu ve yakın çevresi “Bölük-i Geriş-i Bucak” diye adlandırılmıştı. Bucak’ın güneydoğusunda bugünkü Eskipazar’da ise “Bölük-i Niyâbet-i Ordu be-ism-i Alevî” denilen idarî birim vardı. Buralar tamamen Türklerle meskûndu. 17. yüzyıldan itibaren, Bucak’ta bir iskele ve caminin inşası ve özellikle 18 ve 19. Yüzyıllarda doğudan gelen Müslüman ve Gayrimüslim göçlerle bölgenin merkezi,
Ordu adıyla birlikte Eskipazar’dan Bucak’a kaydı. Ordu’nun nüfusu, 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonrası Kafkasya’dan gelen göçlerle beslendi. Gayrimüslim nüfus, Lozan Antlaşması ile mübadeleye tabi tutuldu.
Ordu, 1876’da Trabzon’a bağlı bir kaza statüsünde idi. 1920 yılında müstakil sancak hâline getirildi. 1923’te ise il oldu. 30 Mart 2015 tarihinde Büyükşehir statüsü kazanmıştır.
[Daha ayrıntılı bir tarihçe için bkz. B. Yediyıldız, “Ordu”, TDV-İA, c. 33, s. 362-370].
Prof. Dr. Bahaeddin YEDİYILDIZ
Bozukkale / Kotyora : Meşhur Ksenofon nutuklarına sahne olan önemli bir yerdir.