2008 yılında, Devletimiz tarafından insanların hak ve emeğine saygının bir göstergesi olarak ilan edilen “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”, 2009 yılı Nisan ayında TBMM’de kabul edilen yasa ile resmi tatil olarak belirlenmiştir.
Türkiye’nin istikrarını sürdürmesi, her alanda gelişmiş ülkeler arasında anılması, devletin milletle kurduğu sağlam bağlardan kaynaklanmaktadır. Bin yıllık devlet geleneğinin tezahürü olan Türkiye Cumhuriyeti, tüm vatandaşlarına eşit imkânlar sunması ve insanı merkeze alan bir anlayışla politikalar üretmesi neticesinde daha güçlü bir yapıya ulaşmıştır. Devletimiz bu gücü, üreten, ülkenin gelişmesine katkı sunan işçilerimiz, emekçilerimiz sayesinde kazanmıştır.
En kutsal kazanç; alın teri ile kazanılan, helal kazançtır. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü de bu güzel temayı daha da anlamlandırmaktadır. Bizler, millet olarak, işçinin, emekçinin hakkını, alın teri kurumadan vermenin hassasiyetine haiz bir kültürün mensuplarıyız. 1 Mayıs gününün taşıdığı anlamın bu kültürün gelecek nesillere aktarılmasında önemli bir fonksiyon icra edebileceği kuşkusuzdur.
Bu duygu ve düşünceler içinde, 1 Mayıs etkinliklerinin bayram havasında geçmesini temenni ediyorum. Tüm çalışanlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü en kalbi duygularımla kutluyor, aileleriyle birlikte sağlıklı, huzurlu, bereketli bir ömür diliyorum.